Vergi Aflarının Etkileri Üzerine Bir Deneme
Vergi kanunlarına göre vergi ödemesi
gerektiği halde vergisini gereği gibi ödemeyen vergi mükelleflerine; adli veya
idari herhangi bir cezai işleme tabi olmaksızın vergi ve buna bağlı gecikme
zammı ve faizlerinin kısmen veya tamamen ödenmemesi, işletme hesaplarının
düzeltilmesi ve ödeme kolaylığı imkanı tanıyan bir defalık fırsat sağlanması
anlamında kullanılan vergi afları; kapsamı, içeriği ve çerçevesi ülkelere göre
veya herhangi bir ülkede farklı tarihlerde yapılan bu kapsamdaki kanuni
düzenlemelere göre değişmektedir. Bu bağlamda, vergi aflarının olumlu veya
olumsuz yönleri değerlendirilirken vergi aflarının kapsam ve içeriğinin,
uygulanma şeklinin ve ortaya çıktığı koşullardaki farklılıkların dikkate
alınması gerekmektedir.
Vergi affı, hükümetlerin vergileme
alanında kullandığı önemli ve fakat istisnai bir politika aracıdır. Bu aracın
kullanımına karar verilmesiyle aynı zamanda vergi sistemindeki “normal”
uygulamalara göre vergi mükellefleri üzerindeki mali yükümlülükler ve
kanunlarla öngörülmüş yaptırımlar azaltılmakta veya ortadan kaldırılmaktadır.
Bu bakımdan, isteyerek veya istemeyerek kanuna uymayanlar açısından cari
kanunların belirli hükümlerinin uygulanması askıya alınmakta veya geçersiz
kılınmaktadır. Bir defalık etkilerin yanında, vergilemeye ilişkin toplumda
yerleşik orta ve uzun vadeli bakış açısının ve davranış kalıplarının
değişmesine yol açması bakımından daha dinamik ve yapısal etkileri
bulunmaktadır. Vergi aflarının olumlu veya olumsuz yanlarının, bu etkiler de
dikkate alınarak adalet, etkinlik, gelirin yeniden dağılımı ve kamu finansmanı
gibi hususlar ekseninde değerlendirilmesi gerekmektedir.
Vergi aflarının kanunlaşması
sürecinde kanun yapıcılar tarafından ağırlıklı olarak bu afların olumlu yönleri
vurgulanmakta ve böylece önemli kamusal yararların elde edilmesi
amaçlanmaktadır. Vergi afları geçmişte ödenmeyen ve önemli ölçüde tahsil edilme
imkânı da olmayan vergilerin tahsil edilmesine imkân vermektedir. Daha önce,
bilerek veya bilmeyerek kanunları ihlal edenlere yeni bir başlangıç imkânı
tanınması ,mükelleflerin
geçmişe sünger çekerek daha rahat planlama yapmaları ve
kişilere ödenmemiş vergilerini ödeme imkanı sağlayacağı bir avantaj olarak kısa
vadede gelir etkisi yaratacağını
önemli bir husus olarak öne çıkmaktadır. Her ne kadar klasik görüş denetim
riskini hesaplayarak geçmişte vergi ödemeyenlerin af durumunda da vergi ödevlerini
yerine getirme konusundaki istekliliğini artırma potansiyelinde bir değişiklik yapmayacağı şeklinde değerlendirse bile Bayer, Oberhofer ve Winner
(2015)
vergi ödemeyenlerin ileride yakalanma ve cezalandırılma riskine ilişkin kısa
vadeli bakış açısıyla yaptıkları tercihin ceza zamanı yaklaştığında yakalanma
endişesiyle ödeme yapmayı tercih ettiklerini ortaya koymuştur. Ancak, gelirde
meydana gelecek artışın boyutu, gelecekte tekrar benzeri bir affın çıkma
beklentisi ve cezalandırılmaya yol açacak kanuni takibatın uygulanma
derecesiyle yakından ilgilidir. Bu kapsamda, Türkiye’deki vergi affı
taksitlerinin yüzde 15’nin ödenmemesinin muhtemelen tekrar bir vergi affı
olacağı beklentisinden kaynaklandığı değerlendirilmiştir (IMF, 2012). Diğer taraftan, orta ve uzun vadeli etkileri de dikkate
alındığında vergi aflarının gerçekten gelir artırıcı bir politika aracı
olmadığı görülmüştür.Rusya’da uygulanan vergi aflarının incelendiğinde afların
ilk etkilerinin oldukça küçük; orta ve uzun dönem etkilerinin de önemsiz olduğu
ve bu bakımdan vergi aflarının gelir artırmada politika aracı olarak
kullanışlılığı sorgulanmaktadır.
Vergi aflarının vergiye uyumun
yenilenmesi hususunda teşvik edici olduğundan hareketle vergi aflarının olumlu
olduğu değerlendirilmektedir.Geçmiş kötü
eylemleri saklamanın gelecekteki maliyeti düşünülerek vergi mükellefinin
vergiye uyumunun artırılması olumlu bir yön olarak değerlendirilmektedir.
Yanlışlıkla vergi suçlusu olanlar için devlet, vergi kaçırma konusunda
alternatif bir şans vermekte ve bir seçenek sunmaktadır. Öte yandan, vergi
afları sonrasında vergiye uyumun mutlaka artacağı şüphelidir. Geleceğe yönelik
yeni bir affın çıkması beklentisiyle yeni vergi “suçluları” ortaya çıkacak ve
orta-uzun dönemde vergi mükelleflerinin vergiye uyumu düşecektir.
Vergi afları, özellikle gelişmekte
olan ülkeler için daha güçlü bir kanuni takibat rejimine geçiş için politik
olarak uygulanabilir bir altyapının oluşturulmasına imkan tanımaktadır. Vergi
affı sayesinde, belge kayıt düzeni iyileşecek ve gelecekte vergi kaçakçılığına
ilişkin kontroller daha iyi yapılabilecektir. Bu fırsatla, o
zamana kadar kayıt dışında kalmış gelir olanaklarının ya da yükümlülüklerini
yerine getirmemiş mükelleflerin ortaya çıkması ve beyanda bulunmaları
sağlanarak gelecekteki vergi tahsilatı genişletilmesi, aynı toplam vergi
gelirine daha düşük vergi oranlarıyla ulaşılması mümkün olabilecektir. Kötü
niyetli yükümlülerin de sistem içerisinde yer alan vergi süjeleri haline
getirilmesiyle aflar, uzun bir dönem içinde vergi tabanını genişleterek vergi
mükellefleri üzerinde vergi adaletinin gerçekleşmesine ve vergi yükünün
azalmasına neden olabilmektedir.Dolayısıyla vergi
aflarıyla daha önce vergi ödemeyenlerin vergi ödemesinin yatay ve dikey
eşitliği, vergi kaçıranların böyle bir af olmasaydı vergi ödemesi
yapmayacakları ve yakalanmayacakları varsayımıyla, olumlu etkilediği, yapılan
ödemeyle vergi ödeyenlerle ödemeyenler arasındaki adaletsizliğin azaldığı kabul
edilmektedir. Böylece, vergi afları yeni bir vergi sistemine ve güçlü bir
kanuni takibat sistemine geçişi destekleyebilecek aksi halde vergiye uyumunu
olumsuz etkileyecektir
Özellikle ekonomik kriz dönemlerinde
ani gelir ihtiyacı, ödemeler dengesi finansman ihtiyacı ve sermaye kaçışının
önlenmesi gibi makroekonomik yarar ve hedefler gözetilerek vergi aflarının
uygulamaya konulduğu görülmektedir. Ekonomik ve mali kriz dönemleri söz konusu
olduğunda ülkemiz gibi ekonomisinin büyük bir çoğunluğu küçük ve orta ölçekli
kırılgan yapıya sahip işletmelerden
oluşan ülkelerde, üretim ve istihdam kaybının yaşanmaması için olağan dönemler
için hazırlanmış yasalarla bu tür bunalımlarn atlatılabilmesinin güç olduğu ve
bu durumlarla baş edebilmek için, içinde bulunulan olağanüstü durumun özelliklerine
ve koşullarına uygun nitelikte af yasalarının çıkarılması gerektiği
değerlendirilerek vergi aflarının kriz dönemlerinde kullanılabilecek etkili bir
araç olduğu düşünülmektedir.
Öte yandan, ülkemizde vergi
mevzuatının karmaşık ve hızlı değişkenliğe sahip olması, eğitim düzeyi düşük
olan mükelleflerin teknik bilgi ve uzmanlık gerektiren vergi kanunlarını
yorumlayamaması, vergi suçlarının diğer suçlara göre
daha az tehlike oluşturması, denetim eksikliğinden doğan farkların giderilmesi ,
denetim maliyetlerinin azaltılması ve
vergi kaçağını azaltmak amacıyla affın gerektiği veya vergi idaresinin
ve vergi yargısının aşırı iş yükü altında sürüncemede kalan ihtifaların düşük
idari maliyetlerle çözüme kavuşturulması
, bazen vergi kanunlarının uygulanmasında, adil ve haklı olmayan sonuçlar
doğabildiği ve bu haksız uygulamaların bertaraf edilebilmesi için de vergi
aflarının uygulanmasının gerekli olduğu
şeklinde bazı görüşler vergi aflarının olumlu yanları olarak vurgulanmaktadır.
Vergi incelemelerinin düşük düzeyde gerçekleşmesinin, mükellefler arasında
farklılıklar yaratacağı, bu nedenle vergi cezalarının affı ile vergi aslının
ödenmesi ve tahsilatın artırılmasının yanında af uygulamaları ile gerek denetim
elemanlarının yetersizliği gerekse vergi denetiminin çok sınırlı olması,
özellikle beyana dayalı vergilerde denetim gören ve görmeyen mükellefler
arasında farklı standartların uygulanmasından
doğan farklılıkların da azalacağı vurgulanmaktadır. Ancak, iyi işleyen bir
idari ve hukuki sistemde vergileme alanında ortaya çıkan aksaklıkların
düzeltilmesinin yolu doğrudan ilgili sorunun kaynağında iyileştirmeler yapmak
olup bu yapısal sorunların düzeltilmesi ile geçici süreli vergi affı uygulaması
arasında sebep-sonuç ilişkisinin olmadığı değerlendirilmektedir.
Vergi
aflarının, siyasilerin kendi lehlerine kullanacağı popülist bir siyasi malzeme
aracı haline getirilmesi ve alışkanlık haline dönüşmesi bir başka olumsuz unsur
olarak karşımızdadır.Dolayısıyla toplumsal uzlaşmayı sağlayabilmek adına vergi
afları siyasal bir tasarruf aracı olarak hükümetler tarafından seçmenlerine
yönelik olarak da kullanılmıştır.Oysa ki vergi afları sadece olaganüstü
dönemlere özgü olması, periyodik bir hal almaması ve siyasilerin keyfiyetine
bırakılmaması halinde istenen faydayı sağlayabilemekte aksi taktirde zarar
vermektedir.
Vergi afları, aflardan yararlanmak isteyen mükellefleri kaynak bulmaya yöneltmekte ve bunun sonunda konjonktürel olarak kredi talebi artmaktadır.Piyasada mevcut kredi hacminin kredi talebini karşılayamaması sonucunda kısa dönemde piyasa faiz oranlarının yükselerek kredi maliyetleri arttırmaktadır.
Vergi adaletini bozacak şekilde
affa sıklıkla başvurulması, vergisini beyan edip ödemekte kararsız olan
mükellefleri ilerisi için beyan etmeme konusunda daha da cesaretlendireceği,
kaçakçılığa veya tamamıyla kayıt dışına iteceği gibi, çıkarılan vergi afları
yüzünden vergisel ödevlerini yerine getirmeyenlerin cezadan kurtulduklarını
gören, vergisel ödevlerini tam ve zamanında beyan ederek ödeyen dürüst
mükelleflerin de vergisini kısmen veya tamamen kayıt dışına çıkarmasına neden
olabilecektir. Bu durum vergi bilincine sahip dürüst mükelleflerin ve
beraberinde vergi gelirlerinin de azalmasına neden olacaktır.
Vergi aflarından kaynakta kesinti
yoluyla vergi verenlerin (ücretliler gibi) yararlanmasından ziyade beyanname
yoluyla vergi verenler (çoğunlukla, müteşebbisler ve birden çok kaynaktan gelir
elde edenler gibi) yararlanmaktadır. Bu
durum, vergilerin gelirin yeniden dağılımı fonksiyonunun iyi işlememesine sebep
olmakta ve gelir dağılımını olumsuz etkilemektedir.
Vergi afları, gelecekteki
yaptırımlardan duyulacak korkuyu azaltacak, vergi kaçırma suçunun ve bundan
kaynaklanacak yakalanma riskinin ve yaptırımlarının küçümsenmesine ve yeni bir
af beklentisine yol açacaktır. Kısa dönemli düşük gelir etkisine karşılık orta
vadede kanuni takibat riskinin azalması ve vergi idaresinin kredibilite kaybı
sebebiyle vergiye uyumun azalması söz konusu olacaktır.
Vergi afları, etkinlik açısından
değerlendirildiğinde, vergi kaçıranlarla dürüst vergi verenler arasında vergi
maliyetinden kaynaklanan bir farklılığa ve dolayısıyla ekonomideki hakkaniyetli
rekabet şartlarının bozulmasına neden olmaktadır. Ancak bu, vergi affından
yararlananların vergi affı çıkmasaydı yakalanıp yakalanamayacakları veya zaten
ödeyip ödemeyecekleri varsayımıyla yakından ilgilidir. Diğer taraftan,
ekonomide ortaya çıkacak etkinsizliğin toplam boyutu ödenecek vergilerden
kaynaklanacak dara kaybına bağlı olacağından toplanacak toplam vergi gelirinin
artıp azalmasına göre sonuç değişecektir. Çoğunlukla, orta ve uzun vadeli
etkiler dahil edilerek değerlendirildiğinde toplanacak vergi miktarının
azalacağı akademik çalışmalarda ortaya konulduğundan vergi affının toplam
ekonominin etkinliği bakımından olumlu değerlendirilmesi mümkündür. Ancak,
zamanında vergi verenlerin işletmelerinin daha dinamik ve etkin bir yapıda
olduğu kabul edildiğinde, bunların haksız rekabet ve artan vergi maliyetiyle
karşı karşıya kalması ve adaletsizlik duygusunun ortaya çıkaracağı olumsuz
motivasyon ekonomideki üretken birimlerin körelmesine ve daha az verimli
işletmelerin güçlenmesi ve vergi ödemeyenlerin ödüllendirilmesi ekonominin
rekabetçi gücünün azalmasına ve dolayısıyla etkinsizliğe neden olacaktır.
Bu noktada, vergi aflarının olumlu
ve olumsuz yanları değerlendirilirken temel alınan varsayımlar ve afların
uygulamaya konulduğu ekonomik şartlar vergi aflarının yukarıda değinilen olumu
veya olumsuz yönlerin bir kısmını işlevsiz kılabilecektir. Bu noktada, ancak ve
ancak, dürüst vergi mükelleflerinin vergiye uyumunu olumsuz etkilemeden
toplumsal diyalog ve uzlaşma müessesesi içerisinde vergi sisteminde yapısal bir
değişiklikle birlikte gelecekte sıkı bir kanuni takibat olacağı, bunun
mükellefe verilen bir defalık son bir şans olduğu vurgusuyla yapılacak
düzenlemelerin vergi affının olumlu yönlerini güçlendirebileceği
düşünülmektedir. Buna rağmen, vergi affından büyük çaplı net gelir elde edilme
imkanının olmadığı görülmektedir.. Bununla birlikte, normal şartlar altında
vergi aflarının vergilemede etkinlik ve adaletin sağlanması, gelir dağılımının
iyileştirilmesi ve ilave gelir tahsilatı bakımından olumsuz yönlerinin ağır
basacağı değerlendirilmektedir.
Saygılarımla, Mustafa KAYHAN
Yorumlar
Yorum Gönder